Farkındalık mı?
Nedir bu "farkındalık" denilen şey? Hep en havalı etkinliklerin tanıtımında kullanılıyor bu kelime ve anlamına zıt şekilde kimse asıl manasının farkında bile olamıyor çoğu zaman. Çünkü günlük yaşam öyle doldurmuş ki zihinleri saçma sapan şeylerle, at gözlüklerini çıkartıp atmak kimsenin aklına bile gelmiyor.
Farkındalık; açık zihin demek aslında. Günlük hayatında yaptığın işlerin otomatik şekilde sürüp gitmesi ve senin etrafında olup biten çoğu şeyi görememen, farkındalık seviyenin en belirgin ispatı. Hani araba kullanmayı öğrenirken vites değiştirmek dünyanın en zor işi gibidir ama ustalaştıkça farkında bile olmadan değiştirir ya insan vitesi, günlük yaşam da böyledir işte. Vites değiştirmek otomatikleştikçe daha güvende hisseder, kendini daha uzman bir şöför gibi görürsün ama artık araba kullanmak konusunda kendini geliştirmek aklına bile gelmez. Güvenli bölgenden çıkmak istemezsin. Oysa en kontrollü araç kullananlar, değiştirdiği vitesin farkında olanlardır.
Eğer özfarkındalık bilincimizi yükseltmezsek, günlük yaşam da hiçbir şey anlamadan geçip gider ve biz de biyolojik saatimize yenilerek arkasından bakakalırız.
İlk kural sorgulamaktır. Hayatımızda yer alan her şeyi sorgulamak ve dayatılan hiçbir şeyi körü körüne kabul etmemektir. Örneğin yediğimiz her şeyi sorgulamakla başlayabiliriz işe, hatta içtiğimiz suyu. İşte o zaman en iyi sandığınız markaların aslında iyi olmadığını, hepsini bizim algılarımızla oynayarak iyi gibi gösterildiklerini rahatlıkla görebiliriz. Ambalaj süslendikçe içeriğindeki zararlı madde sayısının da o derecede arttığını, bu durumun hayatımızdaki her alan için geçerli olduğunu anlarız. Giydiğimiz kıyafetlerde bile süs arttıkça kansorejen madde içerme durumu da aynı oranda artıyor. Yani karşımızda şeklen çok süslü çok güzel görünen, zararlı içerikler mevcut. Sistem bunu bizlere güzel gösterip daha çok para kazanmayı amaçlıyor. Reklamların var olma sebebi bu; algılarımız. Farkındalık bilincimiz kapalı oldukça bunları sorgulamaktan vazgeçip bize güzel gösterilen bu ürünleri tüketmeye devam ediyoruz.
İnsanlardaki güzellik kavramı da öyle. Kusursuz bedene sahip bir kadın ya da erkek olmak istiyoruz. Ama kusursuz bir insan olmanın özelliklerini hiç birimiz bilmiyoruz. Çünkü hiç kimse çıkıp da barbie bebek gibi olmanın aslında iyi olmadığını sorgulamıyor. Sadece zayıf olmak güzel sanan bir sürü insan, kilo almaya çalışan zayıflıktan yakınan bir sürü insanı görmüyor.
Tabi bunların hepsi birer örnek. Farkındalık dediğimizde hayalimizin de üzerinde çok geniş bir kavramla karşı karşıyayız aslında. Bu bilinç aklımızın bir köşesinde yer edinmeye başladığında, kendi kendimize koyduğumuz sınırlar da birer birer ortadan kalkmaya başlıyor.
Yani farkındalık demek kral çıplak demek aslında. Bana dayatılan hayatı yaşamak zorunda değilim, kendi seçtiğim hayatı yaşarım demek. Hayatın seçimlerden ibaret olduğunu farketmek.
İşini, aşını, eşini kendin seçebilmek demek. Algıların açıldıkça içinde bulunduğun frekansları kendin seçerek daha da yukarı gidebilmek ve etrafında sadece bu frekansı görebilen insanlarla hareket etmek demek.
Daha da ileri gidersek, farkındalık altın gezegene gidebilmek demek, en değerli olabilmek, çok güçlü olabilmek, şifa dağıtabilmek demek.
Yani farkındalık aslında "gerçek sen" demek. Farkında mısın?
Gözde GÜLTEN
Farkındalık; açık zihin demek aslında. Günlük hayatında yaptığın işlerin otomatik şekilde sürüp gitmesi ve senin etrafında olup biten çoğu şeyi görememen, farkındalık seviyenin en belirgin ispatı. Hani araba kullanmayı öğrenirken vites değiştirmek dünyanın en zor işi gibidir ama ustalaştıkça farkında bile olmadan değiştirir ya insan vitesi, günlük yaşam da böyledir işte. Vites değiştirmek otomatikleştikçe daha güvende hisseder, kendini daha uzman bir şöför gibi görürsün ama artık araba kullanmak konusunda kendini geliştirmek aklına bile gelmez. Güvenli bölgenden çıkmak istemezsin. Oysa en kontrollü araç kullananlar, değiştirdiği vitesin farkında olanlardır.
Eğer özfarkındalık bilincimizi yükseltmezsek, günlük yaşam da hiçbir şey anlamadan geçip gider ve biz de biyolojik saatimize yenilerek arkasından bakakalırız.
İlk kural sorgulamaktır. Hayatımızda yer alan her şeyi sorgulamak ve dayatılan hiçbir şeyi körü körüne kabul etmemektir. Örneğin yediğimiz her şeyi sorgulamakla başlayabiliriz işe, hatta içtiğimiz suyu. İşte o zaman en iyi sandığınız markaların aslında iyi olmadığını, hepsini bizim algılarımızla oynayarak iyi gibi gösterildiklerini rahatlıkla görebiliriz. Ambalaj süslendikçe içeriğindeki zararlı madde sayısının da o derecede arttığını, bu durumun hayatımızdaki her alan için geçerli olduğunu anlarız. Giydiğimiz kıyafetlerde bile süs arttıkça kansorejen madde içerme durumu da aynı oranda artıyor. Yani karşımızda şeklen çok süslü çok güzel görünen, zararlı içerikler mevcut. Sistem bunu bizlere güzel gösterip daha çok para kazanmayı amaçlıyor. Reklamların var olma sebebi bu; algılarımız. Farkındalık bilincimiz kapalı oldukça bunları sorgulamaktan vazgeçip bize güzel gösterilen bu ürünleri tüketmeye devam ediyoruz.
İnsanlardaki güzellik kavramı da öyle. Kusursuz bedene sahip bir kadın ya da erkek olmak istiyoruz. Ama kusursuz bir insan olmanın özelliklerini hiç birimiz bilmiyoruz. Çünkü hiç kimse çıkıp da barbie bebek gibi olmanın aslında iyi olmadığını sorgulamıyor. Sadece zayıf olmak güzel sanan bir sürü insan, kilo almaya çalışan zayıflıktan yakınan bir sürü insanı görmüyor.
Tabi bunların hepsi birer örnek. Farkındalık dediğimizde hayalimizin de üzerinde çok geniş bir kavramla karşı karşıyayız aslında. Bu bilinç aklımızın bir köşesinde yer edinmeye başladığında, kendi kendimize koyduğumuz sınırlar da birer birer ortadan kalkmaya başlıyor.
Yani farkındalık demek kral çıplak demek aslında. Bana dayatılan hayatı yaşamak zorunda değilim, kendi seçtiğim hayatı yaşarım demek. Hayatın seçimlerden ibaret olduğunu farketmek.
İşini, aşını, eşini kendin seçebilmek demek. Algıların açıldıkça içinde bulunduğun frekansları kendin seçerek daha da yukarı gidebilmek ve etrafında sadece bu frekansı görebilen insanlarla hareket etmek demek.
Daha da ileri gidersek, farkındalık altın gezegene gidebilmek demek, en değerli olabilmek, çok güçlü olabilmek, şifa dağıtabilmek demek.
Yani farkındalık aslında "gerçek sen" demek. Farkında mısın?
Gözde GÜLTEN
Bir solukta okudum. Farkındalığı yüksek bir kişi olarak uzaklardan selam gönderiyorum. :-)
YanıtlaSilBizden de uzaklara selam olsun 🤗
Sil