Bir mucizenin hikayesi: Holoterapi
Uzun süredir yazmıyor olmamın sebebi hayatımdaki değişimlerin çok büyük bir ivme kazanmasından kaynaklanıyor. Tabiki bu değişimler kendiliğinden değil, tamamen benim kontrolümde sürüyorlar. Artık mecbur olduğum hiçbir şey yok. Canım ne isterse öyle yaşıyor, anın keyfini çıkartmaya çalışıyorum. Ama temizlemek gereken öyle çok şey varmış ki, hala çözülmesi gereken, sistemden koparılması gereken bir sürü konu var. Azimle ve büyük bir sabırla çalışmalarıma devam edip, gerçekleşen mucizelerin keyfini çıkarıyorum.
Bugüne kadar nefes hakkında hiç yazmamıştım. Aslında bu konuda yazmanın haddim olabileceğini de düşünmemiştim desem yalan olmaz. Nefes öyle derin, öyle büyük bir konu... Sağlık, mutluluk getiren ve en önemlisi de hayat kontrolünü yeniden elinize veren...
Nefes çalışmaları sayesinde Holoterapi ile yani muhteşem, ucu bucağı olmayan bilincin "altı"n dünyası ile tanıştım. Öyle bir dünya ki; henüz annemin karnındayken dahi yaşadığım her şeyi hatırlattı bana. Tüm travmalarımı önüme sundu ve iyileştirmeme izin verdi. Kötü olayları tek tek temizledim, affettim, azad ettim ve etmeye devam ediyorum.. Kendimi özgürleştiriyorum aslında. Özgürleştikçe daha çok barışıyorum benliğimle.
Hal böyle olunca hastalıklarıma da sıra geldi tabiki. Önce hayat kalitemi düşüren, ömür boyu mücadele edeceğimi sandığım efor alerjimle başladık. Başladık diyorum çünkü, insanın eşinin nefes terapisti olması elbette hayatın sunmuş olduğu bir avantaj. Holoterapi seanslarımı birebir kendisi yapıyor çünkü. Yani tüm temizlikleri aslında birlikte yapıyor ve kendimize birlikte yeni ve güzel bir hayat yaratıyoruz. (www.nefesdonusum.com)
Efor alerjisi için bir çok doktor gezdim. Sadece bir tanesi bu teşhisi koydu ancak bu hastalıktan şikayetçi olan başka kimse olmadığı için tıbbın bu konuda ne kadar geliştiğini bilmediğini, araştırma yapmak istediğini ve bu esnada ilaçla alerjimi bastırabileceğimi söyledi. Özellikle karbonhidratlı gıdalar aldıktan sonra en az iki üç saat oturarak hareket etmemem gerekiyordu. Hareket edersem saç diplerimden başlayarak bütün vücudumu saran kabartılarla baş etmek zorunda kalıyordum. İnatlaşıp dinlenmediğim zamanlarda da hastanelik oluyor ve serum ve ilaçlara mahkum oluyordum. Sadece kaşıntı değil, şiddetli karın ağrısı, halsizlik, tansiyon düşmesi de cabasıydı.
İşte bu alerjiyi yenmek için özel bir holoterapi seansı yapmaya karar verdik. Sadece bu hastalığım için çalıştık. Seans boyunca Emrah'ın telkinleriyle alerjiyi tüm bedenimden söküp attım. O esnada sadece kafamın sol arka kısmında bir yerin kaşındığını hissettim. Geri geldiğimde de Emrah'la paylaştım bu durumu.
Seansın ertesi günü bir kahvaltı sonrasında denemelere başladık. Ne derece başarılı olduğumuzu çok merak ediyordum elbette. Çok ağır bir kahvaltıdan sonra güneşli bir havada, üzerimde sırt çantamla (bunlar ağırlaştırıcı etkenler) yokuş tırmandım. Sonuç inanılmazdı, sadece başımın sol arka kısmında tek bir tane kabartı oluştu, alerjiye dair başka hiçbir belirti yoktu. Ardından benzer 4 farklı deneme daha yaptık, artık alerjime resmen veda etmiştim, bu benim için bir mucizeydi. Sonraki denemelerde o tek kabartı da yok oldu. Yani alerjim bilinç altımın bana oynadığı bir oyundu aslında. Ben hem bu oyunu çözmüş hem de kazanan taraf olmuştum. İşte bu bana yeni dünyamın "hoşgeldin" deme şekliydi.
Bilincin "altı"nıyla alerji yenilebiliyorsa, daha neler mümkün olmazdı ki? Bu adeta hazineye ulaşacağımız odanın altın anahtarıydı. Altın anahtar "holoterapi"nin ta kendisiydi.
Ben de minnetim, şaşkınlığım ve her seans sonrasındaki yeni keşiflerimle hazineye biraz daha yaklaşıyorum. İşte bu benim mucizemin hikayesi. Yeni keşiflerle yolculuğuma kaldığım yerden devam ediyorum... Farklı mucizelere tanık olmak ve yenilerini paylaşmak dileğiyle...
Gözde GÜLTEN
Bugüne kadar nefes hakkında hiç yazmamıştım. Aslında bu konuda yazmanın haddim olabileceğini de düşünmemiştim desem yalan olmaz. Nefes öyle derin, öyle büyük bir konu... Sağlık, mutluluk getiren ve en önemlisi de hayat kontrolünü yeniden elinize veren...
Nefes çalışmaları sayesinde Holoterapi ile yani muhteşem, ucu bucağı olmayan bilincin "altı"n dünyası ile tanıştım. Öyle bir dünya ki; henüz annemin karnındayken dahi yaşadığım her şeyi hatırlattı bana. Tüm travmalarımı önüme sundu ve iyileştirmeme izin verdi. Kötü olayları tek tek temizledim, affettim, azad ettim ve etmeye devam ediyorum.. Kendimi özgürleştiriyorum aslında. Özgürleştikçe daha çok barışıyorum benliğimle.
Hal böyle olunca hastalıklarıma da sıra geldi tabiki. Önce hayat kalitemi düşüren, ömür boyu mücadele edeceğimi sandığım efor alerjimle başladık. Başladık diyorum çünkü, insanın eşinin nefes terapisti olması elbette hayatın sunmuş olduğu bir avantaj. Holoterapi seanslarımı birebir kendisi yapıyor çünkü. Yani tüm temizlikleri aslında birlikte yapıyor ve kendimize birlikte yeni ve güzel bir hayat yaratıyoruz. (www.nefesdonusum.com)
Efor alerjisi için bir çok doktor gezdim. Sadece bir tanesi bu teşhisi koydu ancak bu hastalıktan şikayetçi olan başka kimse olmadığı için tıbbın bu konuda ne kadar geliştiğini bilmediğini, araştırma yapmak istediğini ve bu esnada ilaçla alerjimi bastırabileceğimi söyledi. Özellikle karbonhidratlı gıdalar aldıktan sonra en az iki üç saat oturarak hareket etmemem gerekiyordu. Hareket edersem saç diplerimden başlayarak bütün vücudumu saran kabartılarla baş etmek zorunda kalıyordum. İnatlaşıp dinlenmediğim zamanlarda da hastanelik oluyor ve serum ve ilaçlara mahkum oluyordum. Sadece kaşıntı değil, şiddetli karın ağrısı, halsizlik, tansiyon düşmesi de cabasıydı.
İşte bu alerjiyi yenmek için özel bir holoterapi seansı yapmaya karar verdik. Sadece bu hastalığım için çalıştık. Seans boyunca Emrah'ın telkinleriyle alerjiyi tüm bedenimden söküp attım. O esnada sadece kafamın sol arka kısmında bir yerin kaşındığını hissettim. Geri geldiğimde de Emrah'la paylaştım bu durumu.
Seansın ertesi günü bir kahvaltı sonrasında denemelere başladık. Ne derece başarılı olduğumuzu çok merak ediyordum elbette. Çok ağır bir kahvaltıdan sonra güneşli bir havada, üzerimde sırt çantamla (bunlar ağırlaştırıcı etkenler) yokuş tırmandım. Sonuç inanılmazdı, sadece başımın sol arka kısmında tek bir tane kabartı oluştu, alerjiye dair başka hiçbir belirti yoktu. Ardından benzer 4 farklı deneme daha yaptık, artık alerjime resmen veda etmiştim, bu benim için bir mucizeydi. Sonraki denemelerde o tek kabartı da yok oldu. Yani alerjim bilinç altımın bana oynadığı bir oyundu aslında. Ben hem bu oyunu çözmüş hem de kazanan taraf olmuştum. İşte bu bana yeni dünyamın "hoşgeldin" deme şekliydi.
Bilincin "altı"nıyla alerji yenilebiliyorsa, daha neler mümkün olmazdı ki? Bu adeta hazineye ulaşacağımız odanın altın anahtarıydı. Altın anahtar "holoterapi"nin ta kendisiydi.
Ben de minnetim, şaşkınlığım ve her seans sonrasındaki yeni keşiflerimle hazineye biraz daha yaklaşıyorum. İşte bu benim mucizemin hikayesi. Yeni keşiflerle yolculuğuma kaldığım yerden devam ediyorum... Farklı mucizelere tanık olmak ve yenilerini paylaşmak dileğiyle...
Gözde GÜLTEN
Yorumlar
Yorum Gönder