Kelimelerin Gücü Adına!
Günlük yaşantımızda sürekli kullandığımız ama kullanırken de farkında olmadığımız kelimelerin hayatımızda ne denli etkili olduğunu düşünüyorum şu günlerde. Bir şeyi 40 kere söylediğimde hakikaten oluyorsa, neden çok istediğim şeylere ulaşmak için 40 kez yüksek sesle söylemiyorum ki?
Olumsuz her şeyi çok kolay kabul ederek hayatımıza anında adapte edebilen bir tür olduğumuz için, olumlu şeyleri kabul etmekte de inanılmaz çaba harcamamız gerektiğinden; farkında olmadan söylediğimiz olumsuz bir sürü kelime hayatımızın merkezine oturmuş ve bizi yönetiyorlar.
Kara haber çabuk yayılıyor yani bizim oralarda. Her koyun kendi bacağından asılıyor. Nazar değiyor güzel olan her şeye ve çok gülmek ağlamak getiriyor bizim toplumumuzda. Kullandıkça kelimeler yayılıyor, topluma mal oluyor ve bir zaman sonra bu kelimeler, inançlarımızı dahi yönetir hale geliyorlar.
İnşallah, maşallahla işlerimizi yönetiyoruz. Kısmetse oluyor, olmuyorsa hayırsızlaşıyor hayatımız gün geçtikçe.
Önemsemediğimiz diyaloglarda ise bu durum haddinden fazla yer kaplamaya başlıyor. Karşımızdakine kendimizi uzun uzadıya anlatmak yerine, üşendiğimizden mi, anlamayacağını düşündüğümüzden mi bilmem, hızlıca geçiştirip, bu kalıp cümleleri kullanmaya ve kullandırtmaya devam ediyoruz. Zaten hep öyle olur diyoruz, biz olsak yapamayız, akıllısı beni bulmaz diyoruz ve gerçekten de bulmamaya başlıyor. Yani 40 kere söyleyip gerçekleştiriyoruz düşüncelerimizi.
Zaten hep öyle oluyor dedikçe stresten kurtulamıyor, bunalıma giriyor, hayattan nefret eder hale geliyoruz. Türkiye nüfusunun %16'sının depresyonda olduğunu öğrendim bugün. İntihar vakıaları da gün geçtikçe çoğalıyor. Peki "sadece" kullandığımız kelimeleri değiştirsek bile, bu insanların hayatları kurtulmaz mıydı?
Bugün güzel bir gün desek, ne kadar güzelim, güzel hissediyorum desek daha güzel olmaz mıydı hayatımız? 40 kere para desek para gelse mesela, 40 kere tatil desek ve Dünya'yı gezsek. Artık 40 kez kendimiz için bir şeyler söylesek ve gerçekleşse.
Dünya'nın aslında çok güzel bir yer olduğunu, onu kötü yapanın bizim bakış açımız olduğunu görsek. Kelimelerin gücünü keşfetsek ve güç bizde olsa artık...
Olumsuz her şeyi çok kolay kabul ederek hayatımıza anında adapte edebilen bir tür olduğumuz için, olumlu şeyleri kabul etmekte de inanılmaz çaba harcamamız gerektiğinden; farkında olmadan söylediğimiz olumsuz bir sürü kelime hayatımızın merkezine oturmuş ve bizi yönetiyorlar.
Kara haber çabuk yayılıyor yani bizim oralarda. Her koyun kendi bacağından asılıyor. Nazar değiyor güzel olan her şeye ve çok gülmek ağlamak getiriyor bizim toplumumuzda. Kullandıkça kelimeler yayılıyor, topluma mal oluyor ve bir zaman sonra bu kelimeler, inançlarımızı dahi yönetir hale geliyorlar.
İnşallah, maşallahla işlerimizi yönetiyoruz. Kısmetse oluyor, olmuyorsa hayırsızlaşıyor hayatımız gün geçtikçe.
Önemsemediğimiz diyaloglarda ise bu durum haddinden fazla yer kaplamaya başlıyor. Karşımızdakine kendimizi uzun uzadıya anlatmak yerine, üşendiğimizden mi, anlamayacağını düşündüğümüzden mi bilmem, hızlıca geçiştirip, bu kalıp cümleleri kullanmaya ve kullandırtmaya devam ediyoruz. Zaten hep öyle olur diyoruz, biz olsak yapamayız, akıllısı beni bulmaz diyoruz ve gerçekten de bulmamaya başlıyor. Yani 40 kere söyleyip gerçekleştiriyoruz düşüncelerimizi.
Zaten hep öyle oluyor dedikçe stresten kurtulamıyor, bunalıma giriyor, hayattan nefret eder hale geliyoruz. Türkiye nüfusunun %16'sının depresyonda olduğunu öğrendim bugün. İntihar vakıaları da gün geçtikçe çoğalıyor. Peki "sadece" kullandığımız kelimeleri değiştirsek bile, bu insanların hayatları kurtulmaz mıydı?
Bugün güzel bir gün desek, ne kadar güzelim, güzel hissediyorum desek daha güzel olmaz mıydı hayatımız? 40 kere para desek para gelse mesela, 40 kere tatil desek ve Dünya'yı gezsek. Artık 40 kez kendimiz için bir şeyler söylesek ve gerçekleşse.
Dünya'nın aslında çok güzel bir yer olduğunu, onu kötü yapanın bizim bakış açımız olduğunu görsek. Kelimelerin gücünü keşfetsek ve güç bizde olsa artık...
Yorumlar
Yorum Gönder