Kayıtlar

Bir mucizenin hikayesi: Holoterapi

Uzun süredir yazmıyor olmamın sebebi hayatımdaki değişimlerin çok büyük bir ivme kazanmasından kaynaklanıyor. Tabiki bu değişimler kendiliğinden değil, tamamen benim kontrolümde sürüyorlar. Artık mecbur olduğum hiçbir şey yok. Canım ne isterse öyle yaşıyor, anın keyfini çıkartmaya çalışıyorum. Ama temizlemek gereken öyle çok şey varmış ki, hala çözülmesi gereken, sistemden koparılması gereken bir sürü konu var. Azimle ve büyük bir sabırla çalışmalarıma devam edip, gerçekleşen mucizelerin keyfini çıkarıyorum. Bugüne kadar nefes hakkında hiç yazmamıştım. Aslında bu konuda yazmanın haddim olabileceğini de düşünmemiştim desem yalan olmaz. Nefes öyle derin, öyle büyük bir konu... Sağlık, mutluluk getiren ve en önemlisi de hayat kontrolünü yeniden elinize veren... Nefes çalışmaları sayesinde Holoterapi ile yani muhteşem, ucu bucağı olmayan bilincin "altı"n dünyası ile tanıştım. Öyle bir dünya ki; henüz annemin karnındayken dahi yaşadığım her şeyi hatırlattı bana. Tüm travmaları...

Kelimelerin Gücü Adına!

Günlük yaşantımızda sürekli kullandığımız ama kullanırken de farkında olmadığımız kelimelerin hayatımızda ne denli etkili olduğunu düşünüyorum şu günlerde. Bir şeyi 40 kere söylediğimde hakikaten oluyorsa, neden çok istediğim şeylere ulaşmak için 40 kez yüksek sesle söylemiyorum ki? Olumsuz her şeyi çok kolay kabul ederek hayatımıza anında adapte edebilen bir tür olduğumuz için, olumlu şeyleri kabul etmekte de inanılmaz çaba harcamamız gerektiğinden; farkında olmadan söylediğimiz olumsuz bir sürü kelime hayatımızın merkezine oturmuş ve bizi yönetiyorlar. Kara haber çabuk yayılıyor yani bizim oralarda. Her koyun kendi bacağından asılıyor. Nazar değiyor güzel olan her şeye ve çok gülmek ağlamak getiriyor bizim toplumumuzda. Kullandıkça kelimeler yayılıyor, topluma mal oluyor ve bir zaman sonra bu kelimeler, inançlarımızı dahi yönetir hale geliyorlar. İnşallah, maşallahla işlerimizi yönetiyoruz. Kısmetse oluyor, olmuyorsa hayırsızlaşıyor hayatımız gün geçtikçe. Önemsemediğimiz diy...

Keşif yolculuğu

Bu yolculuğun anlamı; "kendini" keşfetmektir. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızlar geçici, aslolan hayattır. Kendini keşfetmek yolculuğun gerçek amacıdır. Keşif tamamlandığında yolculuk da tamamlanır. Sonrası ise ölüm değil, hayatı amacına uygun ve keyifle yaşamaktır...

Yeni işte "G.tüm sana yer edim, görürsün neler edim" teknikleri:

Efendim Türkiye şartlarında öyle iş bulmak her baba yiğidin harcı değildir. Zaten dolar dayanmış 4 TL ye geçinmek zor, bir de hali hazırda işsizseniz yandınız. Aylar süren iş görüşmeleriniz olacağı bir gerçek. Biraz şamsınız varsa ve günümüz koşullarında CV'niz iyi ise belki 2-3 ay içerisinde bir şeyler bulabilirsiniz. Öyle kariyer sitelerindeki ilanlara falan inanmayın, bu devirde her iş tanıdıkla döner. Dayınız varsa bulursunuz bir şeyler, yoksa sürünmeye devam. İş görüşmelerinde; ekonomik krizin sizin günlük yaşantınızı etkilediği hiç gündeme gelmez. Herkes firmayı anlatır, şartların ne kadar zor olduğunu. Zaten dolar artmıştır ve müşteriler çok zorlaşmıştır. İş çok zordur. Sorarlar, sorarlar cevaplarsınız. Yıllardır bu işleri yapmış olsanız bile, kendinizi tekrar tekrar anlatırsınız. Hangi firmaya gitseniz, hep en zor işi en zor şartlarda kendilerinin yaptığını anlatır dururlar. Maaş konuşmak ayrı derttir, yapacağınız işi konuşmak ayrı dert. Ama tekrar vurgulamak istiyorum;...

Korku İmparatorluğu

Bazen geceler öyle ürkütücü olurdu ki, karanlığın ardından görme ihtimalim olan bir sürü cisim belirirdi gözümün önünde. Bazen saçları dağınık bir kadın silüeti, bazen beyaz çarşaflı bir gulyabani, bazen de tam anlamıyla Elm sokağı kabusu tiplemesi Freddy. Tabi her şey uykuya dalana kadar, uykuya dalınca geçerdi. İlk travmamız yürümeyi öğrenirken başlamadı mı zaten; düşmekten korkmayı öğrenmiştik ilk. Sonra iğneci geldi, kedi tırmalardı, köpek ısırırdı, polis amca yakalardı, teyze kızardı, topumuzu keserlerdi. Sonra öğretmenden korktuk, sınav kağıdındaki hatayı söylersek notumuzun düşmesinden korktuk,  yazılıdan korktuk, sözlüden korktuk. Üniversiteye girdik iş bulamamaktan korktuk. Şimdilerde de patrondan korkuyoruz, kovulmaktan. Kirayı ödeyememekten, elektriğin kesilmesinden, susuz, aşsız kalmaktan... Karşıt görüşünüz olduğunda, hapse atılmaktan, zulüm görmekten korkuyoruz. Düşündükçe yeni korkular geliyor aklıma, detaya girdikçe korkuların bereketinin hayatımın başka hiçbir ...

Farkındalık mı?

Nedir bu "farkındalık" denilen şey? Hep en havalı etkinliklerin tanıtımında kullanılıyor bu kelime ve anlamına zıt şekilde kimse asıl manasının farkında bile olamıyor çoğu zaman. Çünkü günlük yaşam öyle doldurmuş ki zihinleri saçma sapan şeylerle, at gözlüklerini çıkartıp atmak kimsenin aklına bile gelmiyor. Farkındalık; açık zihin demek aslında. Günlük hayatında yaptığın işlerin otomatik şekilde sürüp gitmesi ve senin etrafında olup biten çoğu şeyi görememen, farkındalık seviyenin en belirgin ispatı. Hani araba kullanmayı öğrenirken vites değiştirmek dünyanın en zor işi gibidir ama ustalaştıkça farkında bile olmadan değiştirir ya insan vitesi, günlük yaşam da böyledir işte. Vites değiştirmek otomatikleştikçe daha güvende hisseder, kendini daha uzman bir şöför gibi görürsün ama artık araba kullanmak konusunda kendini geliştirmek aklına bile gelmez. Güvenli bölgenden çıkmak istemezsin. Oysa en kontrollü araç kullananlar, değiştirdiği vitesin farkında olanlardır. Eğer özfar...

Devrim

Şikayet, şikayet, şikayet. Al eline klavyeyi, oturduğun yerden devrim yapacakmışçasına yaz dur. Ona sitem, buna şikayet, diğerini reddet! Önce ayağa kalk da kendi hayatına hükmet! İşte bunlar tam olarak kendime sarfettiğim sözlerdir. O nedenle karar verdim; hayatımda devrim yapıyorum. Sistemden uzaklaştım, hayatıma, aileme, keyif aldığım konulara yakınlaştım. Mutluluğun ve hayallerimin peşinden gidiyorum. Özfarkındalığımı arttırıyorum, kendimin farkına varıyorum yani. Sorunları buluyor, her birini tek tek çözüyorum. Doğumdan itibaren tüm sorunları temizliyorum. Şu an her şey çok keyifli. Hepsini tek tek yazmak isterdim ancak biraz daha vakte ihtiyacım var. Yani anlayacağınız;  "Cumaya gittim, dönücem" yazıyorum dükkanın kapısına ve aydınlanmaya devam ediyorum.  Söz; doğru zaman geldiğinde, hepsini tek tek anlatacağım...