Ben 23 yaşına kadar çay sevmediğimi zannettim !

Biz 4 kız kardeşiz, aynı evde aynı odada büyüdük. Çok keyiflidir kız kardeşi olması insanın. Kıyafetlerinizi rahatlıkla paylaşır; birlikte güler, birlikte ağlarsınız.

Yetişme tarzımız gereği dördümüz de uslu çocuklardık. Annem yüz ifadeleriyle anlatırdı bize yapmamız gerekeni kalabalık ortamlarda. Bizde de o isteğin aksini yapabilecek bir cesaret asla olmazdı. Tüm çevresi de takdir ederdi annemi, düzgün yetiştirdiği, uslu çocuklarından dolayı.

Bol bol günlere giderdik. 5 çaylarının yanında yenilen hamur işlerinin haddi hesabı yoktu. Şimdilerde hatırlıyorum da, kadınlar toplanıp birbirine yaptıkları bu yiyeceklerin tarifini verirlerdi. Lakin bu yiyeceklerin yanında biz asla çay içemezdik. Ev sahibi sorar: "Çay içer misin?. Sen daha ağzını bile açamadan annem müdahale edip "O çay sevmez!" derdi. O lafın üzerine sıkıyorsa sev çayı...

Ben 23 yaşına kadar çay sevmediğimi zannettim!

Haklıydı tabi annem, 4 çocukla başka türlü baş edilemezdi. Çay içmeye kalksam dökme ihtimalim çok yüksekti çünkü. Çocuklu bir aileyi misafir ederken çay dökülme ihtimalini göze alıyor muydu insanlar, yoksa biz çay içmediğimiz için mi bizi davet ediyorlardı hala bilmiyorum. Çayın güzel olduğunu çok geç keşfettim çünkü.

Ama hala gittiğim yerlerde çay içemem. Evde içerim sadece. Kendi zevkime göre hazırlar keyfini çıkarırım. Döksem de benim evim ne de olsa, ben temizlerim. Ama hala çay dökme korkum da devam eder. Küçükken kahvaltılarda dökerdim çoğunlukla. Dökmek için mi, içmek için mi diye sorardı annem. Hala da dökerim, sakarlığımı hiç yenemedim, yenmeyi beceremediğim nice korkularım gibi...

İş yerlerinde kazanda kaynar çay düşünsenize. Ama ben hala içmem, çay da dökmem böylelikle. Çocukluğumda uslu olduğum gibi, iş yerinde de usluyumdur. Sorun da çıkartmam etrafımdakilere. Hani ilkokul öğretmenimiz sınav kağıdını görmek isteyen öğrenciyi; fazla not vermişsem geri alırım, diye tehdit eder ya; aynen orada öğrendiğim gibi hiç itiraz da etmem, sevilen eleman olurum yani.

Sevilen kişi olurum olmasına ama sevdiğim kişi olamam malesef. Oysa anarşisttir ruhum benim, devrim hayaliyle çay içmeyi severim. Ama çayın tadını öğrenmem yıllar aldığı için, içebileceğim günleri de umutla bekler, ömrümün yetmesini dilerim...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden hep kötüler kazanır?

İtiraf ediyorum; ben bir homofobiğim.

Korku İmparatorluğu