Yeni Türkiye'ye hoş geldiniz!

Çocuğun ağlamasına uyandı kadın, koşarak yanına gitti. Kocası da hemen peşindeydi. "Aman" dedi, "Aman sakın çok gürültü yapmasın da çok dikkat çekmeyelim. Birazdan işe gidip sizi burada yalnız bırakacağım, gözüm arkada kalmasın." Bunu söylerken bile böyle bir ihtimalin olmadığını biliyordu. Endişelerle dolu bir yürekle, her gün yaptığı gibi işin yolunu tutacaktı...

Çalışmaya mecburdu. Yaşamlarını sürdürebilmek için aldıkları her şey çok pahalıydı ve artık kadınların çalışması da yasaktı. Tek başına çocuklarına ve karısına bakmak zorundaydı. Bunu yaparken de ölmemesi gerekiyordu elbette. Sakalını uzatmak zorunda kalmıştı, oysa hiç sevmez tiksinirdi sakaldan. Yıkamakla bile temizlenmediğini düşünür, ağzının etrafında kıl olması fikri bile rahatsız ederdi onu. Ama dikkat çekmemek için fazla şansı yoktu. Çocukları onu her gördüğünde korkup ağlamasına rağmen, yüzündeki o uzun ve pis kıllarla dolaşmak zorundaydı.

Çekmecesinden, eski bir tanıdığı aracılığıyla edindiği silahını çıkardı, beline taktı. En koyu renkli, dikkat çekmeyen kıyafetlerini giydi, perdeleri kontrol edip karısına tembih etmeye başladı: " Aman bugün dışarı çıkayım demeyin. Camdan kafanı bile uzatma. Bu hafta çok öldürülen oldu. Çoluk çocuk demiyorlar artık. Çocuğu da okula götürmeye kalkma sakın. Zaten hala arapça öğrenemedi, bir şey anladığı da yok. Gitmesin bu hafta da. Biraz zaman geçsin sonra bakarı çaresine. "

Kadın üzgün bir yüz ifadesiyle başını evet dercesine sallayıp öne eğdi. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Kendi çocukluk yıllarını düşündü. Özgürce sokaklarda oynayabiliyorlardı ve bir sürü arkadaşı vardı. Bir de kendi çocuklarına baktı. Resmen ev hapsindelerdi. Keşke interneti kesmemiş olsalardı, bari onlara internet üzerinden bir şeyler öğretirdi ama nafile. Onun da düğmesi kapanmıştı çoktan. "Nerede hata yaptık acaba, nerede?" diye defalarca sordu kendine. Ama üzülmek fayda etmiyordu artık. Kendilerine sığınacak ülke bulmaları lazımdı ama internet yokken onunla ilgili bile fikir edinemiyorlardı. Oysa kendi ülkesini çok seven gerçek bir vatanseverdi, şimdi fikren vazgeçmişti bile vatanından çünkü çocuklarının canı daha önemliydi. Derin derin iç çekti ve şöyle dedi fısıldayan bir sesle:
"Yeni Türkiye'ye hoş geldiniz!"

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden hep kötüler kazanır?

İtiraf ediyorum; ben bir homofobiğim.

Korku İmparatorluğu