Kahveniz nasıl olsun?

İnsan kalabalıkların ortasında yaşayan yalnız bir canlı türüdür aslında. Hele ki İstanbul gibi büyük bir şehirde yaşıyorsanız, bu daha da hissedilir bir hale gelir.

Otobüslerde, vapurlarda birbirine tebessüm etmek yerine ters ters bakan insanlar vardır. Ya da karşılıklı oturup da göz göze gelmemek için kıvranıp duranlar.

Bizi bir araya getiren şey akşam ailemizle yenilen yemekler ve asla yalnız içilmemesi gereken türk kahvesidir.

Türk kahvesi bir tutku, bir kültürdür. Bu kültürü bilen her insanın evinde bayat kahve olmaz, yedek kahve paketi olur hatta. Karşılıklı sohbet eşliğinde içilir. Yorgunluk atmak için içilir. Uyanmak için içilir, ayılmak için içilir.

İş yerlerinde yemek sonrası bir gönüllünün herkese kahve yapmasıyla içilir. Sayesinde kısa da olsa iş stresinden uzaklaştırır insanları, kısa ama güzel bir sohbetle rahatlatır.

Evinize misafir gelince ikram edeceğiniz en güzel içecektir. Hatta tatlı sohbetin ardından, şöyle bir fincanı ters çevirip, neyse halim çıksın falım derseniz keyfinize diyecek olmaz. Terapidir türk kahvesi.

Eminönüne gittiğinizde uzaklardan gelen kokudur, ve orada kahve almak için beklediğiniz kuyruk.

Çocuklar içerse kararır, büyükler içerse yararlanır. Kalp sağlığına iyidir. Sinirlerinizi yatıştırır. Tiryakiliğin en güzel örneğidir.

Yurt dışına çıktığınızda en çok özlediğinizdir. Hiçbir yabancı kahve yerini tutamaz.

En dertli anlarınızın sırdaşı, en mutlu anlarınızın yoldaşıdır.

Kısacası küçük hayatımızın, kendisi küçük etkisi büyük mutluluğudur.

Kahvenizi nasıl içersiniz?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden hep kötüler kazanır?

İtiraf ediyorum; ben bir homofobiğim.

Korku İmparatorluğu